Ülkemizde şoförlük mesleği ve eğitimi, yük ve yolcu taşımacılığı konularıyla ilgili düzenlemeler, uygulamalar ve karşılaşılan sorunlar tartışmaya açılarak, uzmanların, akademisyenlerin ve uygulayıcıların bu konudaki görüşleri alınmaya başlandı. Şoförler, günümüz sosyal toplum hayatında çok önemli bir yere sahipler. Bu yönden eğitimleri de önem arz etmektedir.
Şehir içi, şehirlerarası ve uluslararası yolcu ve yük taşımasında, öğrenci ve işçi servis araçlarının kullanımında çalışan şoförlerin oranı yüzde 80 olup, bunlardan yüzde 20'sinin de araç ve mal sahipleri olduğu belirlenmiştir.
Ulaşım ve Trafiğin 2020 yılında dünyanın 3’üncü önemli gündemi haline gelmesi bekleniyor. Türkiye'de trafiğe kayıtlı taşıt sayısı 13 milyona yaklaşmıştır.6 kişiye 1 taşıt, 12 kişiye de 1 otomobil düşen, böyle bir trafik ortamında şoförlerin eğitimi büyük önem arz etmektedir.
Trafik sorunu tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de en önemli sorunların başında geliyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün 2004 yılı raporunda insanlığı tehdit eden yaralanmalar ve ölüm nedenleri arasında 1990 yılında 9. sırada yer alan trafik kazalarının 2020 yılında 3. sırada yer alacağı öngörülmektedir.
Trafik eğitimi konusunda yeterli noktada bulunulmadığından düzenli ve güvenli bir trafik ortamı için insan faktörünün eğitimi, bilinçlendirilmesi ve trafik kurallarına uyumun yaşam biçimine dönüştürülmesi şarttır.
Eğitime okul öncesinde ilk ve ortaöğretim çağında başlanmalı, yaygın eğitim yaşam boyu devam etmelidir. Trafik eğitiminde verilen bilgilerin ve kazandırılan becerilerin davranışa dönüşmesi, trafik kültürünün gelişip yerleşmesi, ancak etkili eğitici ve ciddi bir eğitimle mümkün olabilir.
Uzun süre trafikte kalan taksi, kamyon ve otobüs şoförleri gibi profesyoneller ile trafik hizmetlerinde görevlendirilecek polislerimizin, trafik teknisyenlerinin ve diğer görevli elemanların gereği gibi eğitilmiş olmaları da şarttır.
Trafik sorununa büyük bir hassasiyetle yaklaşılmalı trafik olayı gündemimize taşınmalı, konuyla ilgili tüm taraflar bir araya gelmeli ve bu sorun çözülmelidir.
Trafiğin Türkiye'nin çok ciddi bir sorunu olmaya devam etmektedir. Trafiğin günlük hayatın bir parçasıdır. Her birey bir şekilde trafiğin içinde yer almaktadır. Sivil toplum örgütleri ve kamunun işbirliğiyle trafik sorunu çözümünde yol alınabilinir.
Trafik giderek daha önemli bir konu haline gelmektedir. Öncelikli olarak Çözüm için yapılacaklar, altyapı ve eğitimi sağlamak, sürekli gündemimizde tutmak ve trafiği daha az sorunlu şekilde yaşamak olmalıdır.
Geçirilen 2007 yılı verilerine göre 825 bin kaza meydana gelmiş ve bu kazalarda 5 bin kişi ölmüştür, 188 bin kişi ise yaralanmıştır. Aslında konunun üzerinde ciddi olarak düşünürsek çok vahim bir tablodur bu. Hastaneye intikal etmiş ve daha sonra hayatını kaybedenler bu sayının içinde değil. Bunu göz ardı edemeyiz. Ne yaparsak yapalım bu trafik olayını gündemde tutmalı ve bu sorunu çözmeliyiz.
188 bin yaralı dile kolay. Trafik yaraları genelde hayatı çok zorlaştırır. Bu sebeple trafik gündemden düşürülmemelidir. Bu konuda hiçbir müsamahaya yer bırakılmamalıdır. Denetimleri ciddi şekilde artırılmalıdır. Kurallara uymayanlara hiçbir müsamaha gösterilmeden, mutlaka yaptırımı uygulanmalıdır.
Arabanın direksiyonuna geçmiş arabayı süren herkes sadece sürücüdür. Trafik polisi kurallara uymadığı için bir sürücüyü durdurduğunda mesleğini sormaz, kimliğini sormaz. Sadece ehliyete, ruhsata bakar. Kişinin kariyeri, mesleği, eğitimi önemli değildir. Hiçbir mesleğin, hiçbir kariyerin bu konuda istisnası olamaz.
Trafik Kanunu ile ilgili yapılan hazırlıklarda 60 yaşına kadar sürücülerin 10 yılda bir, 60 yaşından sonra ise 5 yılda bir sağlık kontrolünden geçirilecekleri, ilk defa sürücü belgesi alanlar için stajyer sürücülük uygulaması getirileceği planlanmaktadır. Hazırlanan kanunla 5 kırmızı ışık ihlali yapan sürücünün ehliyetine bir yıl el konulması öngörülmektedir.
Trafik, çağdaş toplumun en önemli göstergelerinden birisidir. Huzurlu ve güvenli bir trafik ortamı yaşamayı kim istemez. Trafik kazalarına ilişkin rakamlar maalesef ürkütücü bir hal almıştır. Türkiye'de Avrupa Birliği'ne giren bazı ülkelerin nüfusu kadar trafik kazası meydana gelmektedir. Makam ve mevkisi ne olursa olsun kuralları çiğneyenler gerekli cezayı ödemelidirler.
Trafiğin süreklilik arz eden ve hayat boyu devam etmesi gereken bir konudur. Trafik konusunda verilecek eğitimin başarılı olabilmesi için somuttan yola çıkılması gerekmektedir. Trafikte yaşanan ve sonu bazen ölümlerle biten tartışmalar var. Kırmızı ışık bitiyor, yeşil ışık yanıyor. Hemen fırlamazsan arkandaki 10 kişinin tepesi atıyor. Bir insanı öldürmek, bütün insanlığı öldürmeye bedeldir. Öncelikle bunun bilinmesi gerekir.
Kurallara uyulması gerekmektedir. Allah korusun bir kaza olduğu zaman insanın mevkisine bakılmıyor. Ölüme sebep olmuşsanız, bunun makamı, mevkisi, okumuşu yazanı olmuyor. Kuralı çiğneyen insan, cezayı ödemek zorundadır. Hele bu kuralı çiğneyen insan okur-yazar olduğuna inanıyorsa, önemli bir makam mevkide olduğuna inanıyorsa, biraz daha fazla ceza çekmesi lazım. |