Özel Şoför.NET 'te Kayıtlı
25716 Kişi Olduk.
Siz de aramıza katılın
 
Üye Ol | Şifremi Unuttum
  Ana Sayfa Hakkımızda Şoförlerimiz Şoför İş İlanları İletişim

Türkiye'nin İlk ve Tek En Büyük
Özel Şoförler Platformuna Hoşgeldiniz

Özel Şoför Arıyorum

Şoförüm İş Arıyorum

Şoför Ara
Şoför
İl
Yaş
Deneyim
SRC Belgeleri
Psikoteknik Belgesi
Şoför Ara Formu Temizle
Resim Galerisi
Sponsor Bağlantı
E-Bülten
Özel Şoförlük
Trafik Mevzuatı
Sürücü Davranışları        


Tercih edilen araç kullanma tarzı olarak tanımlanan sürücü davranışları kazalardaki insan faktörünün belirleyici unsurlarıdır. Trafik psikoloji kapsamında yapılan çalışmalar ihlal ve hatalarının en temel olumsuz sürücü davranışları olduklarını ve özellikle ihlallerin tutarlı olarak kaza yapma sıklığını kestirdiğini göstermiştir.


Olumsuz sürücü davranışlarını sürücülerin kendi ifadelerine dayanarak ölçmeye yönelik araştırmalar, çok sayıda ülkede farklı sürücü grupları üzerinde sınanmıştır. Bu amaçla araştırmaya başta Ankara olmak üzere Türkiye’nin farklı illerinden yaklaşık bin sürücü katılmış ve ülkemiz sürücülerinin olumsuz davranışlarını betimleyen yeni maddelerin de eklendiği SDA ölçeği ve sürücülükle ilgili diğer ölçekleri doldurmuşlar ve araç kullanma geçmişi, kaza sıklığı gibi temel özellikleri ölçmeye yönelik bir anketi cevaplandırmışlardır.

Yapılan analizler Türk sürücülerinin olumsuz sürücülük davranışlarının, hatalar ve yanlışlar, ihlaller ve dalgınlık ve dikkatsizlik olmak üzere, üç temel faktörde toplandığını göstermiştir.

İhlal faktöründe hız ihlaline ilişkin maddeler, dalgınlık ve dikkatsizlik faktöründe ise dalgınlıkla ilgili maddelerin ağırlıkla temsil edildiği gözlenmiştir. Yapılan kapsamlı analizler kazaları yordamada ihlallerin ve dalgınlıkların manidar olduğunu ancak alınan cezalar ve sollama eğilimi gibi diğer olumsuz davranışları kestirmede sadece ihlaller faktörünün anlamlı katkıda bulunduğunu göstermiştir.

Sürücü davranışları, araç kullanma ve güvenli sürücülük becerileri ile birlikte ele alındığında ise, araç kullanma becerilerine aşırı güvenen, ancak güvenli sürücülük anlayışından yoksun olan sürücülerin daha fazla kaza ve sollama yaptıkları ve daha çok trafik cezası aldıkları bulunmuştur. Bulgular Türk sürücülerin tipik davranış ve risk örüntüsünü anlamak bakımından yol göstericidir.

Türkiye’de trafik kazaları, özellikle gençler için, önde gelen ölüm nedenleri arasındadır. Karayolları Genel Müdürlüğü’nün 2001 yılında İsveç kökenli SWEROAD firmasına hazırlattığı kapsamlı trafik güvenliği raporu, kazalarda kaybettiğimiz insan sayısının yılda yaklaşık 9000 çıvarında olduğunu göstermektedir.

Ülkemizdeki araç sayısı ve yılda gidilen yol miktarı dikkate alındığında, bu ölüm oranının Avrupa ortalamasından yaklaşık 14 kat daha yüksek olduğu anlaşılmaktadır. Trafik kazaları insan faktörü ile ortamsal özelliklerin (özellikle yol ve araç özellikleri) etkileşimi sonucunda oluşur. İnsan faktörü bu etkileşimde, bazen aktif  (örneğin hatalı sollama gibi bir kural ihlali yaparak) bazen de pasif bir etmen (yorgun ve dikkatsiz araç kullanma, yol kusurlarına dikkat etmeme vb.) olarak çoğu zaman rol oynar.

İnsan faktörü araç kullanma sıklığından, sürücülerin demografik özelliklerine, psikomotor becerilerden kişilik özelliklerine kadar geniş bir yelpazede değerlendirilir ve bütün bu faktörlerin farklı oranlarda kazalarda rolü söz konusudur. Örneğin, demografik özelliklerden birisi olan araç kullanma süresi arttıkça kaza yapma sıklığının da arttığı bilinmektedir. Cinsiyet bakımından ise bütün Dünyada olduğu gibi Türkiye’de erkek sürücülerin kadın sürücülerden, araç sayısı ve km dikkate alındığında bile, daha fazla ölümlü kaza yaptıkları bilinmektedir.

Sürücülerin yaşı dikkate alındığında ise 18-24 yaşları arsındaki genç sürücülerin en riskli grubu oluşturdukları görünmektedir. Ayrıca, azalan bilişsel ve psikomotor yetenekleri nedeniyle 65-70 yaş üzerindeki sürücülerin de hem daha sık kaza yaptıkları hem de gençlere oranla kazalarda yaralanma ve ölme oranlarının daha yüksek olduğu bulunmuştur.

Araç kullanma deneyiminin eksikliği de kazalara etki eden bir başka demografik faktördür. Araç kullanma becerisinin deneyimle arttığı ve kazalardan kaçınma için çok gerekli olan “yolu okuma ve tehlikeleri fark etme becerisinin” deneyimle kazanıldığı bulunmuştur. 

Tecrübeyle de bağlantılı olarak, insan faktöründe ikinci önemli etmen sürücülük becerileridir. Sürücülük becerileri doğrudan kişinin araç kullanırken gösterdiği performansa karşılık gelir. Ancak bu performans araç kullanma ve güvenli sürücülük olmak üzere iki farklı beceri alanını kapsamaktadır.

Birincisi,  bir anlamda psikoteknik değerlendirmeyle ölçülmeye çalışılan ve araç kullanma yetkinliği için gerekli olan fiziksel ve zihinsel özellikleri kapsamaktadır. Güvenli sürücülük becerisi ise, kazalardan kaçınma ve güvenli sürücülüğü aktif olarak yol davranışlara yansıtma yeteneğine karşılık gelmektedir.

Araç kullanma becerisini ölçen maddeler “Kaygan yolda araç kullanma” ve “Geriye kaçırmadan aracı yokuşta kaldırma” gibi doğrudan psikomotor beceriye dönük özelliklerden oluşmaktadır. Güvenli sürücülük becerisi ise “Yeterli takip mesafesi bırakma” ve “Sabırsızlanmadan yavaş bir aracın arkasından sürme” gibi kazalardan kaçınmaya ve kaza riskini azaltmaya yönelik becerilerin sürücüde ne oranda bulunduğunu ölçmeyi amaçlamaktadır.

Sürücü becerilerinin yanı sıra kaza riskiyle bağlantılı olan en önemli psikolojik etmen olumsuz ya da sapkın sürücü davranışlarıdır. Sapkın sürücülük davranışları sürücünün araç kullanımda sergilediği aşırı hız yapma ya da trafik kurallarını ihlal ve ihmal etme gibi doğrudan kaza riskini artıran davranışları ve trafik güvenliğine ilişkin tutumları tanımlamak için kullanılmaktadır.

Trafik psikolojisi alanında yapılan araştırmalar sapkın sürücü davranışlarının sosyal uyumsuzluk, saldırganlık, kızgınlık ya da heyecan arama gibi kaza riskiyle dolaylı olarak ilintili kişilik özellikleri ile ilişkili olduğunu göstermektedir.

İhmaller, hatalar ve ihlaller. İhmaller genellikle ölümcül kazalara yol açmayan küçük dikkatsizlikleri ve küçük trafik ihmallerini kapsar. Araştırmalarda kadın ve yaşlı sürücülerin bu tür trafik ihmallerini daha çok rapor ettikleri bulunmuştur. “Işıkta üçüncü viteste kalkmaya çalışmak” ve “Sinyal verirken silecekleri çalıştırmak” gibi maddeler ihmallere örnek olarak verilebilir.

Hatalar, niyet edilmeden ve planlanmadan yapılan sürücülük ya da performans hatalarını ve yanlışlarını kapsar. Trafik ortamında hatalar genellikle yanlış karar alma ve yetersiz gözlemde bulunma sonucu oluşurlar ve güvenlik bakımından tehlikeli olabilirler. “Geri geri giderken önceden fark etmediğiniz bir şeye çarpmak” ya da “Kaygan bir yolda ani fren veya patinaj yapmak” gibi maddeler hataları ölçmektedir.

Üçüncü boyut olan ihlaller ise trafik güvenliği açısından en fazla tehlike oluşturan sapkın sürücü davranışlarına tekabül eder. İhlaller araç kullanırken kasten ve bilerek, tehlike içeren ortamlarda güvenlik için gerekli uygulamaları ve davranışları göstermemek olarak tanımlanabilir. Bu davranışlar trafik güveliği açısından “sapkın davranışlardır” ve ilgili yasa ve mevzuatlara göre suç olarak kabul edilirler. “Şehir içi yollarda hız sınırını aşmak”  Ya da “Acil bir durumda duramayacak kadar, öndeki aracı yakın takip etmek” gibi maddeler ihlalleri ölçmektedir. 

Hemen hemen bütün ülkelerde ihlallerin ve hataların farklı isimlerle de olsa ölçekte yer almasıdır. Çalışmalar da, ihlaller, hatalar ve ihmaller olmak üzere üç belirgin faktör gözlenmiştir. Burada hataların kısmen yanlışları ve dikkatsizlikleri de içerdiği ihmallerin ise daha çok dalgınlıklardan ve yanlış kararlardan oluştuğu bulunmuştur.

Türkiye’de yapılan geçmiş çalışmalarda da genellikle ihlaller ve hatalar olmak üzere iki temel faktör gözlenmiştir. Kaza sıklığı ve kazaya yatkın sürücü davranışlarıyla ilişkili olan yegane faktörün ise ihlaller olduğu bulunmuştur.

Sürücülük becerileri faktöründe en yüksek ağırlığa sahip beş madde (beceri) sırasıyla şunlardır;

-. Seri araç kullanma
-. Sollama
-. Dar bir yere geri geri park edebilme
-. Aracı kontrol etme
-. Hızlı karar alma

Güvenli Sürücülük Becerileri faktöründe yüksek ağırlıkla temsil edilen beş madde;

-. Hız sınırlarına uyma
-. Gereksiz risklerden kaçınma
-. Yeterli takip mesafesi bırakma
-. Sabırsızlanmadan yavaş bir aracın arkasından sürme
-. Trafik ışıklarına dikkatle uyma

Bu bulgular batı ülkelerinde yapılan çalışmalarla tamamen tutarlı olarak, temelde araç kullanma performansını yansıtan sürücülük becerilerini ve sürücülerin kazalardan kaçınmak ve riski azaltmak için gerekli olan otomatikleşmiş güvenli sürücülük tutum ve davranışlarını ölçen güvenli sürücülük becerilerini kapsadığını göstermektedir.

Hatalar ve Yanlışlar

-. Trafik ışıklarında üçüncü vitesle kalkış yapmaya çalışmak
-. Arkanızda kuyruk oluşturacak kadar yavaş araç kullanmak
-. Sola dönüş sinyali veren bir aracın sinyalini fark etmeyip onu sollamaya çalışmak
-. Trafik işaretlerini yanlış anlamak ve kavşakta yanlış yöne dönmek
-. Sağa dönerken yanınızdan geçen bir bisiklet ya da araca neredeyse çarpmak 

İhlaller ve Hız

-. Şehir içi yollarda hız sınırını aşmak
-. Solda yavaş giden bir aracın sağından geçmek
-. Otobanda hız limitlerini dikkate almamak
-. Trafik ışığında en hızlı hareket eden araç olmak için yandaki araçlarla yarışmak
-. Virajlı yollarda hızlı araç kullanmaktan hoşlanmak

Dikkatsizlik ve Dalgınlık

-.  Geri geri giderken önceden fark etmediğiniz bir şeye çarpmak
-.  Dönel kavşakta dönüş istikametinize uygun olmayan şeridi kullanmak
-. Anayoldan sola dönmek için kuyrukta beklerken, anayol trafiğine dikkat etmekten neredeyse öndeki araca çarpacak duruma gelmek
-. Kaygan bir yolda ani fren veya patinaj yapmak
-. Bir aracı sollarken ya da şerit değiştirirken dikiz aynasından yolu kontrol etmemek

Geçmiş çalışmalarla tutarlı olarak yaş arttıkça sürücülerin daha az kaza yaptıkları, daha az sollama eğilimi sergiledikleri ve şehirlerarası yollarda daha az hızla araç kullandıklarını gözlenmektedir. Bu sonuçlar beklendiği gibi gençlerin daha fazla kaza yaptıklarını, diğer araçları solladıklarını ve hız yaptıklarını göstermektedir.

Yılda gidilen km ise görece zayıf bir düzeyde de olsa, hızı anlamlı olarak yordamaktadır. Bu da daha çok araç kullananların şehirlerarası yollarda da hız yapma eğilimde olduklarını göstermektedir. Km ve yaşın etkisi kontrol edildikten sonra ikinci aşamada eşitliğe giren değişkenler incelendiğinde, kaza sayısını hem dikkatsizlik ve dalgınlık faktörünün hem de ihlal ve hız faktörünün anlamlı olarak yordadığı görülmektedir.

Bu bulgular Batı ülkelerinde yapılan çalışmalardan farklı olarak dalgınlık ve dikkatsizlik faktörünün Türk sürücüleri bakımından kazalara yol açan bir etmen olduğunu göstermektedir. Gelecek çalışmalarda bu konu ayrıntılı olarak incelenmeli ve kültürler arası karşılaştırılmalar yapılmalıdır.

Sollama eğilimi, hız ve toplam ceza sayısını anlamlı düzeylerde ve görece güçlü ağırlıklarla en önemli değişken ihlaller boyutudur. Bu bulgu diğer çalışmalarla paralel olarak, riskli sürücülük davranışlarının en önemli etmenin trafik ihlalleri olduğunu göstermektedir. Dikkatsizlik ve dalgınlık faktörü zayıf bir katsayı ile de olsa sollama eğilimini negatif yöndedir. Bu bulgu bilişsel bakımdan dikkatsizlik ve dalgınlık azaldıkça sürücülerin daha fazla sollama eğilimine girdiklerine işaret etmektedir.

İlk olarak beceriler üzerine yapılan analizlerde, sürücülük (araç kullanma performansı) becerisinin kaza sayısı ile anlamlı bir ilişki göstermediği bulunmuştur. Diğer bir deyişle, yapılan karşılaştırmalar farklı sayılarda kaza yapan sürücülerin sürücülük becerileri bakımından farklılaşmadıklarını göstermiştir. Ancak, bunun tersine, güvenli sürücülük becerisi düştükçe kaza sayısı artmaktadır. Özellikle üçten fazla kaza yapan sürülerin güvenli sürücülük becerileri hiç kaza yapmayan ya da az kaza yapanlardan anlamlı olarak düşük düzeylerdedir.

Kaza sayısı temelinde faktör ortalamaları incelendiğinde de, kaza sayısı artıkça başta ihlaller olmak üzere bütün sapkın davranışlarda bir artma olduğu görülmektedir. Özellikle son üç yılda, üç ve dört kaza yapan sürücülerin hiç kaza yapmayan ve bir kaza yapan sürülerden belirgin olarak daha fazla ihlal ve hata yaptıkları ve daha fazla dalgınlık ve dikkatsizlik rapor ettikleri görülmüştür. Bu bulgular sapkın sürücü davranışlarının kaza sıklığı bakımından da bir risk faktörü oluşturduğunu göstermektedir.

İhlallerin yanı sıra, kabaca ihmal boyutuna karşılık gelen dikkatsizlik ve dalgınlık boyutunun bizim sürücülerimiz için de kaza riski taşıdığı bulunmuştur. Bu sonuç ülkemizde önceden kestirilmesi zor olan ve dikkatsizliğe ve dalgınlığa karşı çok fazla toleransı olmayan trafik ortamının dolaylı bir etkisi olarak yorumlanabilir. Gelenekselleşmiş trafik güvenliği kültüründen yoksun ve kurallara uymamanın alışkanlık haline geldiği ülkemizde yüksek düzeylerde dikkatsizlik ve dalgınlık, bir anlamda başkaları tarafımdan yaratılan risklere karşı korumasız olma anlamına gelebilir.

Diğer bir deyişle trafik ortamında diğer sürücülerin ihlallerinin yol açtığı yaygın risk karşısında sürücülerin dikkatsizlik ve dalgınlılığı ciddi bir risk faktörü oluşturabilir. Bu nedenle anılan faktörün yordayıcı gücü diğer ülkelere oranla bizim ülkemizde daha yüksek olması beklenebilir. Gelecekteki çalışmalarda bu konu daha ayrıntılı olarak incelenmelidir.

Araç kullanma becerisi yüksek ancak güvenli sürücülük becerisi düşük olanların kaza, ihlaller ve alınan ceza bakımından önemli bir risk grubunu oluşturduğu görülmektedir. Özellikle, güvenli sürücülük davranışlarının gösterilmediği durumlarda sürücülerin trafikteki olası tehlikelere dikkat edemedikleri ve bunun sonucu olarak “yolu okuma” becerilerinin de zayıfladığı bilinmektedir.

Ayrıca, bu tür sürücüler araç kullanmayı kendilerini ve statülerini vurgulama aracı olarak kullanma eğilimine girmektedirler. Bu durumda da, araba kullanma ulaşımım ötesinde anlamlar ifade etmekte ve başta abartılı özgüven ve kontrol illüzyonu olmak üzere, risk taşıyan diğer psikolojik süreçler devreye girerek kaza yatkınlığını artırmaktadırlar.

Ülkemiz gibi yerleşik bir trafik güvenlik kültürüne ve çerçevesi çok iyi çizilmiş, uzun vadeli ulaşım güvenliği sistemine sahip olmayan ülkelerde insan faktörünü, sadece bireysel sürücü özellikleri temelinde incelemek doğru değildir. Sapkın sürücü davranışlarını pekiştiren, bazen de tetikleyen trafik ortamına ilişkin özellikler kapsamlı olarak ele alınmalıdır.

Etkileşimsel model kapsamında kazalarda insan faktörü, trafik ve ulaşım sisteminin bir parçası olarak ele alınmalı ve incelenmelidir. Bu bağlamda başta trafik denetleme konusu olmak üzere, diğer psiko-sosyal etmenler ve yasal düzenlemelere ilişkin sorunlar da bu kapsamda ele alınmalıdır.

        
Okunma Sayısı : 42097
YORUMLAR
Henüz Kimse Yorum Yapmamış.. İlk Yorum Yapan Siz Olun !
YORUM EKLE
Ad Soyad* :
Şehir :
Puan : 5
Mesaj * :
Seri Araç Kullanma Sürücü Sollama Sürücülük Trafik Işıkları Hız Sınırı Sürücü Davranışları Trafik ve Ulaşım Sürücüler

 

Eğitimlerimiz
Hizmetlerimiz
Sponsor Bağlantı
 
" İyi bir şoför, yalnız sürücü belgesi ve gerekli evrakları olan değil, bilgi ve tecrübesi ile özel olandır."